31 Temmuz 2010 Cumartesi

uyuzum

evet bazı şeyler var ki hayatta, ciddi uyuzum!

otobüste güneş gelen tarafa oturmaya,
cumartesi günleri çalışmaya,
ankesörlü telefonların kullanılmamasına,
çok şansli olanlara..

mail adresi olup da 'ethotmeyilnoktakom' diyemeyenlere,
'öğrenci' deyince paso isteyen şoförlere,
banyodayken suların kesilmesine..

evdeki bayram temizliği havasına,
autosave yapmayan programa,
hamur işi yemek istemeyip, yine dayanamamaya,
'en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir' mottosuna..

çok şey bilen insanlara,
ya da bilip de hepsini söylemek isteyenlere,
duş aldıktan sonra terden sırılsıklam olmaya..

çantalarımı kullananların içini temizlememesine,
pazar günlerinin öldürücü etkisine,
emrivakilere,
yeni evlilere,
kaldırımdaki çöp tenekelerine,
yoldaki tümseklere,
tenimdeki lekelere,
kafamdaki bitlere,
içimdeki benlere..

uyuzum!

28 Temmuz 2010 Çarşamba

hayat mı başladı ne?

saat 9:00..
bürodayım.
çizim başlıyooooor...

saat 12:00..
bürodayım, aynı pozisyondayım.
çizim devam ediyor...

saat 13.30..
büroda, aynı yerdeyim.
yemek yiyorum...

saat 16:00..
büro klimadan buz kesmiş, oturuyorum hala.
çizim forever...

ve saat 18:00..
yuppi!
çıkma vakti..

ama, dur bi dakika, nooluyor?
neden kalkamıyorum?
oturan yerlerimi hissetmiyorum!
aman allah'ım!
sonunda ben de çağımızın hastalığı olan "göt düzleşmesi"ne yakalandım!

tüm gün kıpırdamadan üzerinde oturduğum sevgili popom, artık sandalye ile aynı formda.. bu insanlık mıdır ey işverenler! şimdi kim benim bozulan kaportamı tamir ettirecek? yeter! beni daha çalışma hayatımın 3.gününde isyana sürüklediniz! emeklime kadar çekeceğiniz var, söyliyim..

23 Temmuz 2010 Cuma

öhömm..

ilk korsan kayıt..
ilk deneme..
ilk heyecan..
ve küfretmeme rağmen sürekli yaptığım, üç nokta yerine iki nokta koyma saçmalığı..
durduramıyorum..
ayrılıyorum..