15 Eylül 2010 Çarşamba

tekrarların tekrarı

"...dükkanı daraltan sıkıntıda biraz da benim payım varmış gibi havayı yumuşatmak için, "bu güvercin resmini sen mi yaptın?" dedim berbere.

"ben yaptım," dedi soğuk bir sesle; "ama sen bunu daha önce de sormuştun."
"hiç anımsamıyorum," dedim; "demek ki unutmuşum."
"yine unutacaksın kuşkusuz, belki bir kez daha soracaksın."
"desene yaşam tekrarlardan oluşuyor.."

yanıma oturmuş, gözlerindeki cellat gözleriyle gözlerimin içine bakıyordu.
"tekrarlardan değil," dedi; "tekrarların tekrarından." ..."

gölgesizler/hasanalitoptaş

11 Eylül 2010 Cumartesi

ben gidiyorum

ama artık uğraşma benle dimi? uzak dur, nefes aldır, huzur ver! kendine saygı duyulmasına imkan tanı. birşeyler olsun diye bekliyorsun ama, haketmek için hiçbir şey yapmıyorsun. üstüne bir de bu tavırlar, seni ne kadar daha idare eder sence?

bak, bir antlaşma yapalım.. önce; ben gideyim, sen bi rahatla! sonra... aa bak sonrası için bir şeye gerek kalmadı, derdin buymuş, negzel canım. tamam kabul, gidicem. ben gider kurtulurum. ya kalanlar? hepsini de alıp götüremem ya. hmm, naapsak naapsak?.. buldum! görmezden gelelim seni. ruh gibi dolan aramızda.. şimdi de çok farklı değilsin gerçi.. ama tam da ruh sayılmazsın. yani mesela şu sıralar; işin olduğu zaman herkesle gaaaayet samimi, sevimli diyaloglar kurabiliyorsun. soruların olduğunda, 3 gün tek kelime etmediğin insanın yüzüne gülümseyip pişkin bir tavırla konuşabiliyorsun. şahsi menfaatlerin söz konusu olduğunda adam satabiliyor, çok çabuk saf değiştirebiliyorsun. sağlam ayakkabı değilsin ama tam güven, full destek bekliyorsun. insanı yoruyor, tüketiyorsun. bir ruh için bunlar çok fazla. ruh kalsın, vazgeçtim.

tepen attığında çıkıp bir sigara içiyorsun kolayca. ama aynı durumdaki benim, cam çerçeve indirme özgürlüğüm yok. en çok da buna fıttırıyorum!

her neyse.. kınayı hazırla diye söylüyorum; ben gidiyorum. çözümü değil belki ama, çok yakını, hissediyorum.

10 Eylül 2010 Cuma

success, but..



success is just like
being pregnant.
everybody congratulates you, but nobody knows how many times you were fucked!

7 Eylül 2010 Salı

bazı aşklar

şebnem ferah'ın son albümünden.. daha önce onlarca kez dinlememe rağmen, bugün bu sözler beni çarptı, bitirdi. inanmazsan oku. az aşşada.

"en son gördüğüm rüya
en son yazdığım şarkı

hepsini sana anlatmazsam
hepsini sana söylemezsem
hepsini seninle paylaşmazsam
eğer sen duymazsan

yarım kalırlar
yetim kalırlar
küskün kalırlar
aynı sen ve ben gibi

sen ben bitmeyen şiir
sen ben bitmeyen şarkı

bazı aşklar
yarım kalırlar
yetim kalırlar
küskün kalırlar
aynı sen ve ben gibi"

link de vereyim tam olsun:
http://fizy.com/#s/1lu4nu

insan mı, o ne?

insan olamadan birşey olmaya çalışınca olmuyor işte. yapamıyorsun güzelim, yakışmıyor. eğreti duruyor üstünde.. her hakkı kendinde görüyorsun belki ama kendini görmüyorsun, aynaya bakmıyorsun. hiçbir şeyi de beğenmiyorsun üstelik. üzgünüm ama, yine kendine bakmıyorsun. baksan da görmüyorsun zaten. hep sen varsın, tek sen olmalısın. dünya bu değil, uyanmalısın. ihtiyacın var etrafındaki insanlara. hepsinden uzaklaşıyorsun, farkında değilsin. şimdiye kadar buydun, bundan sonra da bu olacaksın, yazık.

olmamışsın, zorlama olamıyorsun. kolay değil çünkü insan olmak..

6 Eylül 2010 Pazartesi

eksik kalıyor

o değil de.. geçen galata'ya çıkınca, bi arkadaş geldi aklıma. eskilerden.. şimdi olsaydı dedim, konuşsaydık, anlatsaydım, "çıktım sonunda!" deseydim. dalga geçseydi, kızsaydım falan. nebleyim, özlüyor insan.